2 Aralık 2008 Salı

Bölüm 2 - Başrahibe


Yoluna devam eden Deli, ay ışığı altında iki sütunun arasında kurulu bir tahtta oturan güzel ve gizemli bir bayanla karşılaşır. Daha önce karşılaştığı büyücüyle adeta tezat oluşturur gibi, büyücünün konuşkanlığına karşı sessiz, hareketliliğine karşı durağan, ayakta oluşuna karşı sakince oturan, parlak güneşin altında oluşuna karşı ayın yumuşak ışığındaki bu eylemsiz bayan, Başrahibe’dir. Deli onun duruşu kadar kendi hakkındaki bilgisinden de etkilenir ve ortaya büyücünün ona verdiği kılıç, kadeh, asa ve diski koyarak “Benim hakkımda bu kadar bilgi sahibi olduğunuza göre, belki de bana yardımcı olabilirsiniz” diye söze başlar. “Büyücü bana bu araçları gösterdi, fakat şimdi bir kararsızlık içindeyim. Bunlarla yapabileceğim öyle çok şey var ki, bir türlü karar veremiyorum”. Deli’ye cevap olarak Başrahibe bir çift antik parşömen uzatarak “Bunlar karar vermene yardımcı olacaktır” der. Başrahibe’nin tahtının önünde yere oturan Deli, parşömenleri okumaya başlar. Sonunda Deli, ne isteyeceğine, nereye gideceğine, ne yapacağına karar verebilecek hale gelmiştir. Başrahibe’nin ona gösterecek daha bir çok gizemi --o nar desenli perdenin ardında nelerin gizli olduğu gibi-- olduğuna emin olmasına rağmen, odaklanmış ve hazır olduğuna kanaat getirerek ayağa kalkar ve Başrahibe’ye teşekkür ederek oradan ayrılır. Ancak giderken Başrahibe’nin, tahtın arkasında akan köpüklü derelerin huzurlu sesinden güçlükle ayırt edilebilen son fısıltıları kulağına gelir.

“Yolların en gizemlisinde yürümeye hazır olduğunda, tekrar karşılacağız…”

Hiç yorum yok: